Bölüm 9 Mutluluğunu Yok Edin

Öğlen, kavurucu güneşin altında, Ava yarım gündür bekliyordu ama kral hala onu çağırmamıştı.

Ava ve Emma, sarayın kapısında dikilmiş bekliyorlardı. Emma, Ava'ya acıyordu. "Ava, saatlerdir buradayız. İnsanlar, Sophia ve Ethan'ın evliliği konusunda kralı baskı altına almaya çalıştığımızı düşünebilir. Bizi görmek istemeyebilir."

Ava'nın sesi sakindi. "Bizi bugün görmezse, yarın tekrar geliriz. Ve ertesi gün de. Bizi sonsuza kadar görmezden gelemez."

Emma ellerini ovuşturdu. "Ava, lütfen bunu bir daha düşün. Dün gece neredeyse hiç yemek yemedin ve bugün hiç yiyecek ya da su almadın. Kendini tüketeceksin."

"Ava..." Emma tekrar başladı ama kendini durdurdu.

Ava, Emma'nın koluna dokundu, sesi yumuşadı. "Emma, çocukluğumuzdan beri kardeş gibiyiz. Kuzey Markisi'nin Malikanesi'ne bile benimle geldin. Sen benim kalan tek ailemsin."

"Bu yüzden seni böyle görmek acı veriyor! Ava, lütfen, bırak gitsin. Cariye, metres, ne dersen de, aynı şey. Ethan, askeri başarılarını kullanarak Sophia'yı etkiledi, romantikmiş gibi gösterdi. Ama o sadece kalpsiz bir adam. Eğer bunu kabul edersek, zarif ve sabırlı olarak görülürüz. Yine de perde arkasından işleri yönetebiliriz."

"Ava, yalvarırım, bir daha düşün."

Ava'nın gözleri soğudu, tonu sertleşti. "Emma, bir daha bu konuyu açma."

"Hayat zaten kadınlar için zor. Kendimize sahip çıkmazsak, nasıl onurumuzla yaşayabiliriz? Bir kere boyun eğmek, daha fazla istismarı davet eder. Bir sınır çizmeliyiz, yoksa üzerimizde tepinecekler."

Emma sessiz kaldı. Ava'nın bu içsel gücünü biliyordu. Ava, Kuzey Markisi'nin Malikanesi'nde büyümüştü, diğer soylu hanımlardan farklıydı. Keşke Kuzey Markisi'nin Malikanesi hala güçlü olsaydı, işler daha kolay olurdu. Ama şimdi... Emma, Ava'nın yolunun zorluklarla dolu olacağından endişeliydi.

Bu arada, James ailesinin malikanesinde gerginlik yüksekti. Ava'nın düğünü finanse etmeyi reddetmesine hala kızgın olan Mia, hasta uyandı. Bir hizmetçiyi Ava'yı çağırması için gönderdi, Dr. Brown'u çağırmasını umuyordu.

Ama hizmetçi geri geldi ve Ava ile Emma'nın sabah erkenden ayrıldığını söyledi. Ethan, onların kralı görmek için saraya gittiklerini öğrendi. Çok öfkelendi. Ava, kralın kararını değiştirmeye mi çalışıyordu? Ne cesaret! Özellikle Sophia onun için kefil olduktan sonra!

Durumu daha da kötüleştiren şey, Ethan'ın Tıp Kralı Salonu'na gönderdiği hizmetçinin eli boş dönmesiydi. "Bay James," dedi hizmetçi. "Dr. Brown beni görmek istemedi. 'Geri gelme. General'in Malikanesi ahlaki olarak iflas etmiş. Onları tedavi etmek enerjimi tüketir ve erken ölmek istemiyorum.' dedi."

Zaten hasta olan Mia, öfke ve umutsuzluktan neredeyse bayılıyordu. "Bu Ava'nın işi!" diye bağırdı. "Dr. Brown'u bana karşı çevirmiş olmalı! Onun bu kadar erdemli ve nazik olduğunu sanıyordum. Bir yıl birlikte yaşadıktan sonra, bu kadar zehirli olduğunu hiç tahmin etmemiştim. Beni öldürmeye çalışıyor! Dr. Brown'un ilacı olmadan, ölmüş kadar olurum!"

Aiden sessiz kaldı, açıkça hoşnutsuzdu. Ava'nın başkaldırısı artık göz ardı edilemeyecek bir hal almıştı. Onun patlamasını sadece bir öfke nöbeti sanmıştı, ama şimdi Mia'nın tıbbi tedavisine müdahale etmek fazlaydı.

Genç Michael James de öfkeliydi. Ablasının bu kadar acımasız olabileceğini hiç düşünmemişti!

Ancak Ethan, öfkesini kontrol edemiyordu. Ava'nın bu kadar intikamcı olabileceği, Sophia ile olan mutluluğunu mahvetmeye çalışması ve hatta annesine zarar vermesi düşüncesi, tüylerini diken diken etti.

Forrige kapitel
Næste kapitel
Forrige kapitelNæste kapitel