Bölüm 10

Robert, Joseph'a başıyla bir selam verdi, sonra Rachel'a dönüp, "Hey, John'dan duyduğuma göre dans hareketleri öğreniyormuşsun. Bana da gösterir misin?" dedi.

Rachel, kendini alışılmadık derecede neşeli hissederek, "Tabii, neden olmasın," diye cevap verdi.

El ele tutuşarak dans pistine doğru ilerlediler, Joseph ise başını sallayıp, "Bu adamın katmanları var," diye mırıldandı.

Model olan Robert, dans adımlarını profesyonel gibi yaptı. DJ ışıkları kısarak dans pistini yıldızlı bir geceye çevirmişti. Rüya gibi ışıklar altında, senkronize bir şekilde hareket ettiler ve herkesin dikkatini çektiler.

Yakınlardaki bir masada oturan John, kadehini kaldırıp bir ıslık çaldı. Dansın zirveye ulaştığı anlarda, biraz paslanmış olan Rachel tökezledi. Robert, hızlı bir refleksle onu yakalayıp kendine çekti.

Rachel, Robert'ın göğsüne yaslanmış halde, onun kalp atışlarını hissediyordu.

Tam o sırada, Michael içeri girdi ve gördüğü manzara karşısında gözleri kısıldı. Genellikle sakin olan Rachel, başka bir adamın kollarında hem çekici hem de savunmasız görünüyordu. Michael'ın yüzü karardı, içinde bir fırtına kopuyordu.

Robert, Rachel'ın kulağına fısıldadı, "Rachel, o burada."

Rachel, Michael'ı yakındaki bir aynada çoktan görmüştü. Rahatça gülümsedi ve dağınık saçlarını düzeltti, "Biraz acıktım. Hadi bir şeyler yiyelim."

Robert onu bıraktığında ve dans pistinden çıktıklarında, Michael'ın yanından geçtiler. Rachel biraz duraklayarak gözlerini Michael'ın gözlerine dikti. Michael için bu açık bir provokasyondu.

"Rachel, orada dur!" Michael'ın sesi keskin ve sinirliydi.

Rachel, gözlerinde alaycı bir parıltıyla döndü, "Bay Smith, ne sürpriz. Seni davet ettiğimi sanmıyorum, değil mi?"

Robert'ın soğuk bakışlarını görmezden gelen Michael, Rachel'a konuştu, "Boşanmamızın taze olduğunu düşünürsek, halka açık yerlerde daha dikkatli olmalısın. Senin umurunda olmayabilir, ama Smith Ailesi'nin bir itibarı var."

Rachel, onun endişesini komik buldu, "Bana ders vermen çok komik. Ve dürüst olmak gerekirse, kiminle takıldığım seni ilgilendirmez."

Michael, aldırış etmeden, "Yanlış anlıyorsun. Müdahale etmeye çalışmıyorum, ama yaptıkların Büyükanne'nin dikkatini çekti," dedi.

Rachel'ın gülümsemesi dondu. "Büyükanne Smith geri mi döndü?"

"Evet, ve seni görmek istiyor." Michael, Robert'a bakarak ekledi, "Tabii ki, randevuların daha önemliyse onu görmezden gelebilirsin."

Cevap beklemeden döndü ve gitti. Rachel'ın yüzünde karışık duygular belirdi, ama bir süre sonra onu takip etmeye karar verdi.

"Rachel..." Robert, onu takip etmeye hazırdı, ama Rachel onu güven verici bir gülümsemeyle durdurdu. "Merak etme. İyiyim."

Rachel'ın uzaklaştığını izlerken, Robert'ın gözleri hüzünle doluydu. O anda köşede bir gölge fark etti.

Joseph, dışarı çıkıp, biraz mahcup bir şekilde boğazını temizledi, "Dışarıda sigara içiyordum ve konuşmalarını duydum."

Robert, kayıtsız bir şekilde ona baktı ve onu görmezden geldi.

Joseph, Robert'ın soğukluğundan eğlenmiş bir şekilde, "Rachel'ı seviyorsun, değil mi? Merak etme, seninle rekabet etmiyorum," dedi.

Robert soğuk bir şekilde, "Hava rüzgarlı, Bay Anderson. İçeri dönsen iyi olur," dedi ve uzaklaştı.

Joseph bir an şaşkın kaldı, sonra başını sallayarak gülümsedi.

Önceki Bölüm
Sonraki Bölüm
Önceki BölümSonraki Bölüm