


Bölüm 3
John Davis, Rachel'ın arkadaşı ve ciddi parası olan bir adam, Ferrari'ye binerken ona endişeli bir bakış attı. "Bundan emin misin?" diye sordu, biraz kararsız bir ses tonuyla.
Smith ailesinin evinden ayrıldığından beri gülümseyen Rachel, yıllardır hissetmediği bir güvenle başını salladı. "Hiç bu kadar net olmamıştım," dedi, yüzünü aydınlatan gülümsemesi yılların acısını silerek.
John iç çekti, onun parladığını izleyerek. "Onu asla bırakmayacağını düşünmüştüm. Son altı yıldır senin için strese giriyordum. Neden o adamı sevdin ki?"
Rachel omuz silkti. "Evet, ne düşünüyordum ki?"
"Neyse ki uyanman geç olmadı. Bir altı yıl daha geçse, yaşlanmış ve yıpranmış olurdun," John şakayla karışık, ortamı yumuşatmaya çalışarak dedi. "Hatta düşünüyordum ki, yaşlandığında kapı dışarı edilseydin, seni isteksizce evlenirdim. Sonuçta, birlikte büyüdük."
Rachel ona gözlerini devirdi, "Güzel deneme."
"Bu arada," John devam etti, torpido gözünden bir şeyler çıkararak. "İşte istediğin boşanma belgeleri. Bir göz at."
Rachel, John'dan aldığı belge yığınına göz attı. "Michael'dan hiçbir şey almayacağım. Ona hiçbir zaman borçlu olmadım, gelecekte de olmayacağım." Hiç düşünmeden, adını büyük bir kararlılıkla imzaladı.
Onun kararlılığını gören John, kahkahasını tutamadı, "Tamam, çok kararlısın."
Rachel kalemi yerine koydu ve hafifçe kaşlarını kaldırdı. "Hadi Genel Hastane'ye gidelim."
John, "Tamam," dedi.
Hastanenin VIP hastalarının tedavi edildiği üst katı, sessiz ve sakin bir atmosfere sahipti. 1203 numaralı odayı bulduktan sonra, Rachel kapıyı çaldı ve kararlı adımlarla içeri girdi.
Yatakta, narin bir kadın Rachel'ın girişinden şaşkınlıkla irkildi, örtüleri çenesine kadar çekerek, gözlerinde yaşlarla. Korkusu barizdi.
Michael'ın yüzü karardı. "Burada ne işin var?"
Rachel, onun soğuk karşılamasından etkilenmeden, çantasından boşanma belgelerini çıkarıp ona uzattı. "Bunu imzala, hemen giderim."
Michael belgeleri inceledi, ifadesi ekşidi. "Boşanmak mı istiyorsun?"
Rachel bir tutam saçı kulağının arkasına attı ve nazikçe gülümsedi, sesi uzak. "Başka ne olabilir? Bu altı yıl senin için gerçekten bir yük oldu. İmzala, özgür olursun, değil mi?"
Michael kaşlarını çattı, ifadesi ciddileşti, ne planladığını anlamaya çalışarak.
Bu anda, yataktaki kadın, Mandy, zayıf bir sesle, "Michael," diye seslendi.
Onun sesi, Michael'ın tereddüdünü kırmış gibiydi. Michael Mandy'ye, sonra tekrar Rachel'a baktı. "Bunu sonra konuşuruz. Şimdi gitmeli ve Mandy'yi rahatsız etmemelisin."
Rachel'ın gülümsemesi genişledi, ama gözleri buz gibiydi. "Ciddiyim. Madem Bayan Brown'u geri alacaksın, benim gitmem mükemmel olmaz mı? Böylece yolunda olmayacağım."
"Rachel!" Michael'ın sesi öfkeyle doluydu, onunla sınırına gelmiş gibiydi.
Rachel ona alaycı ama dokunaklı bir gülümseme attı. "Bayan Brown izliyor. Yoksa bana aşık mı oldun ve boşanmak istemiyor musun?"
Mandy, Michael'a acıklı bir şekilde bakarak, düşüncelerini test etti, "Michael, ne oldu?"
Rachel soğukkanlılıkla Michael'ı izledi, kararını vermesini bekleyerek.
"Peki, imzalayacağım!" Michael dudaklarını büzdü, yüzü soğuktu.
Rachel imzalanmış boşanma belgelerini aldı, zafer dolu bir gülümsemeyle, arkasına bakmadan zarifçe dışarı çıktı.
Ama odadan çıkar çıkmaz, uzun zamandır tuttuğu gözyaşları kontrolsüzce akmaya başladı. Altı yıllık evlilik ve sekiz yıllık sevgi, hepsi boşa gitmişti.
Kalbi, sanki binlerce iğneyle delinmiş gibi acı çekerken, tarif edilemez bir acı hissetti.