Bölüm 5

John ve Robert'a veda ettikten sonra, Rachel Williams Malikânesi'ne geri döndü. Yer tozlu ve ölüydü, tıpkı onun içindeki gibi. Kimse buraya uzun zamandır dokunmamış gibiydi. Ama Rachel karamsarlığın onu ele geçirmesine izin vermeye niyetli değildi, bu yüzden bir önlük giydi ve temizlemeye başladı.

Kanepe altını temizlerken, Michael ile eski bir düğün fotoğrafına rastladı. Rachel umutla gülümsüyordu, Michael ise başka bir yerde olmayı tercih eder gibi görünüyordu. Yanında Rachel'ın yazdığı bir sürü not vardı: Michael'ın en sevdiği yemekler, günlük rutinleri ve hobileri hakkında günlük notları.

Her not, sallantılı evliliklerini ayakta tutmak için ne kadar çaba sarf ettiğini hatırlatan acı dolu birer anıydı. Ama tüm bu çaba sadece daha fazla kalp kırıklığına yol açmıştı.

Gözyaşları dolarken, anılara bakarak onları dökülmemesi için tutmaya çalıştı. Tam o anda, telefonu titredi ve onu gerçekliğe geri çekti. Robert'ten bir mesajdı.

Robert: [Rachel, altı yıl önce bana yardım ettin. Şimdi sıra bende. Ne yapmak istersen yap; ben senin yanındayım.]

Kalbinde bir sıcaklık hissetti. Robert gerçekten ona borcunu ödemek istiyordu, ama Rachel kendi ayakları üzerinde durması gerektiğini biliyordu. Michael ile geçirdiği zaman, nasıl özgür ve bağımsız olunacağını unutturmuştu. Telefonunu aldı ve ezbere bildiği bir numarayı çevirdi.

"Rachel, şimdi ne istiyorsun?" Michael'ın soğuk sesi diğer uçtan geldi.

Onun sesi de en az Michael'ınki kadar soğuktu, sanki bir yabancıyla konuşuyordu. "Yarın pazartesi. Boşanma davası açmak için mahkemeye gitmeyi unutma."

Michael kaşlarını çattı. "Sen..."

Tam cümlesini bitiremeden, Rachel telefonu kapattı. Michael telefonu sıkıca tuttu, gözleri öfkeyle doluydu.

"Michael, kim aradı seni?" Mandy yatak odasından balkona bakarak merakla sordu.

Michael telefonunu cebine koydu ve rahatça yürüyerek ona bir battaniye örttü. "Önemli bir şey değil. Önce ilacını alman lazım."

Mandy'nin solgun yüzü içler acısıydı. Elini tuttu ve surat astı. "Bitkisel ilaç çok acı; beni kötü hissettiriyor."

Michael şaşkın bir şekilde baktı. "Mektup arkadaşlığımız zamanında bitkisel ilaçtan korkmadığını söylemiştin. İyi ol. İlacını al ki iyileşesin."

Sözleri gayet sıradandı, Mandy'nin gözlerindeki gizli bir şeyin kıpırdanışını fark etmedi. Kısa bir süre sonra, Mandy'nin gözleri tekrar yaşlarla doldu ve zoraki bir gülümsemeyle yukarı baktı. "Tamam, seni dinleyeceğim."

Mandy altı yıl boyunca komadaydı. Vücudu zayıf, kişiliği ise okul günlerinde kalmış gibiydi. Onun kırılganlığı, Michael'da derin bir merhamet uyandırıyordu. "Bir dahaki sefere, David Wilson'dan ilacı kapsül haline getirmesini isteyeceğim."

Mandy onun koluna sarıldı, sesi nazikti. "Michael, sen bana en iyisisin!"

Odadan çıktıktan sonra, Michael aşağı indi. Emily bir kase çorbayla yanına geldi ve sordu, "Mandy daha iyi mi?"

Michael cevap verdi, "İlacını aldı ve şu an ailesiyle telefonda konuşuyor."

Emily gülümsedi, "Michael, Mandy'nin babası TriStar Corporation'ın başkanı. Mandy'nin bizimle kalmasına izin vermesi, sizin evliliğinizi onayladığı anlamına geliyor. Mandy'yi ihmal etmemeliyiz."

Michael başını salladı, ama Emily'nin sözleri istenmeyen bir anıyı tetikledi. Geçen yıl, Rachel kötü bir soğuk algınlığı geçirdiğinde, Emily aşağıda öfkeyle eşyaları kırıyordu ve Rachel yataktan kalkıp yemek yapmak zorunda kalmıştı.

Tam bir suçluluk dalgası hissederken, kendine inandığı şeyi hatırlattı: Rachel, Mandy'yi yaralamış ve sonra durumu manipüle ederek onunla evlenmişti; bu yüzden böyle bir muameleyi hak ediyordu.

Emily etrafa bakarak merakla sordu, "James nerede? Onu bugün hiç görmedim."

Tam o sırada, kapı açıldı ve yüzü öfkeyle dolu, asık suratlı James içeri girdi.

"James, ne oldu?" Emily kaseyi bırakarak ona yaklaştı.

James elini çekti. "İyiyim, anne."

Sonra Michael'a baktı, tereddütle. "Michael, bugün barda Rachel'ı gördüm. Bir erkek modelle çok yakındılar ve ilişkileri... alışılmadık görünüyordu."

Michael'ın yüzü karardı. "Kiminle?"

Önceki Bölüm
Sonraki Bölüm
Önceki BölümSonraki Bölüm