144

Gökyüzü soluk bir gri-maviye dönmüştü, o geç öğleden sonra ışığı ne yumuşaktı ne de altın rengi, sadece donuktu. Yorgundu. Günün kendisi bile bitkin gibiydi. Ön verandada duruyordum, bir ayağımdan diğerine sallanarak, kollarımı göğsümün etrafında sıkıca kavuşturmuş, parmaklarım nemli ve huzursuzdu. ...

Giriş yapın ve okumaya devam edin