BİR ELLİ BEŞ

Oturma odası mezarlık gibiydi. Loş. Hareketsiz. Havanın içinde sabun ve yanmış peynir kokusu ağır bir şekilde asılıydı—akşam yemeğinden kalan kalıntılar. Tabaklar kaldırılmış, masa silinmişti, Isabella sessizce mutfağa bir şeyler taşıyordu, varlığı neredeyse duyulmazdı, ara sıra çıkan çatal bıçak se...

Giriş yapın ve okumaya devam edin