Yüz yetmiş iki

Saat gece yarısını geçmişti, saniye ibresi sessizlikte alay edercesine yüksek sesle tıklıyordu. Yatak ucuna oturmuş, çıplak ayaklarımı yumuşak halıya bastırmış, kilitli kapının gölgesine bakıyordum. Bütün akşam onu dinliyordum — ön kapının çarpması, ağır adımlarının yankısı — ama ev sessiz ve soğuk ...

Giriş yapın ve okumaya devam edin