Yüz Doksan İki

Ertesi sabah, evin gürültüsünden, dünyanın kendisinden kaçtığım tek sığınağım olan çalışma odamdaydım. Sabah ışığı yüksek pencerelerden zayıf bir şekilde süzülüyor, günlerdir dokunmadığım kağıt yığınlarının üzerine eğiliyordu. Kalemim kapağı açık, mürekkep hafifçe blotter'a sızarak küçük bir leke ol...

Giriş yapın ve okumaya devam edin