Yüz Doksan Altı

Geç öğleden sonra güneşi, stüdyom haline getirdiğim odanın uzun pencerelerinden içeri süzülüyordu. Nihayet bu evde bana ait küçük bir yerim olmuştu.

Yüzeyleri düzenliyor ve tozlarını alıyordum, alnımdaki teri siliyordum. İşte o zaman fark ettim.

Elim hafifledi.

Nefesim kesildi ve parmaklarıma baktım...

Giriş yapın ve okumaya devam edin