BÖLÜM 2

Aidan'ın Bakış Açısı

Asansörün kapısı açılır ve sekreterim arkamda beni takip ederken dışarı çıkarım. Telefon kulağıma yapışmış, ağzım konuşuyor. Bir müşteriyle görüşüyorum.

Sadece Salespush Tekstil Ltd'nin CEO'su değilim, aynı zamanda Amerika'nın en genç milyarderlerinden biriyim. New York, New Jersey, Las Vegas ve hatta Çin'de iş zincirlerim var. Babamın tek varisiyim ve o da milyarder.

"Önümüzdeki hafta görüşeceğiz, Bay Alexander. Randevuyu ayarlaması için sekreterime talimat vereceğim." Ofisime doğru yürürken konuşmamı tamamlarım.

"Peki, teşekkür ederim," derim ve karşı taraftaki kişinin söylediklerini duyduktan sonra telefonu kapatırım.

Saat sabah 11 ve ben şimdiden iki iş toplantısına katıldım... toplantılardan biri şirket içinde, diğeri ise şirket dışındaydı. Sekreterim Chloe ile geri dönüyoruz, elleri dosyalarla dolu. Gün bitmeden yapılacak çok iş olduğu için pek mutlu görünmüyor.

"İşleri hallet ve en kısa sürede ofisime getir, Chloe," yürümeyi bırakıp ofis kapımı açmadan önce ona talimat veririm.

Chloe başını sallayıp kendi ofisine doğru yürür.

Ofisime girerken derin bir nefes alırım. Çok yorgunum.

Üç aydır iyi bir zaman geçirmedim. İş yükü beni bitiriyor. Daha dün ateşim vardı.

Koltuğuma yaklaştığımda, ceketimi bıraktıktan sonra koltuğa yığılır ve sandalyeyi döndürürüm.

New York'un en genç milyarderi ve Amerika'nın en genç milyarderlerinden biri olarak konumumu korumak için gerekenin bu olduğunu biliyorum ve bunu yapmaya devam edeceğim. Babamı hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum; onun yardımı olmadan bu konumu koruyamayacağımı düşünüyor.

Sürekli iş toplantılarına katılıyorum, işimi ileriye taşımanın yeni yollarını strateji haline getiriyorum, yatırım yapacak yeni fikirler düşünüyorum ve dünyanın farklı yerlerinde yeni şirketler kuruyorum. Amerika ve Çin'de hakimiyetimi kurdum, Hindistan ve Filipinler benim bir sonraki hedef bölgelerim. Büyük hayallerim var ve ne pahasına olursa olsun, ne kadar sürerse sürsün, hepsini gerçekleştirmeye kararlıyım.

Sandalye dönmeyi durdurur ve her zamanki gibi çalışmaya başlamak için dizüstü bilgisayarımı açarım. Richard ile en son partiye gittiğimde, yılın geri kalanında ve belki de bir yıl boyunca böyle bir şeye zamanım olmayacağını biliyordum. İşim bana eğlenmek veya keyif almak için zaman vermiyor, evde bile sürekli çalışıyorum.

Online dosyaları incelerken kapının çaldığını duyarım.

Başımı kaldırır ve "Gir," derim.

Kapı açılır ve Tessa zarifçe içeri girer. Kapı tekrar açılır ve sekreterim Chloe içeri fırlar.

"Ona içeri girmemesini söyledim, efendim," Chloe ağır nefes alarak açıklar.

"Tamam. Gidebilirsin," derim. Chloe başını sallar ve Tessa'ya soğuk bir bakış atarak çıkar.

"Merhaba Aidan," Tessa gülümser ve bana doğru yürür.

"Burada ne işin var, Tessa?" ciddiyetle sorarım. Yapacak çok işim var ve varlığı beni dikkatimi dağıtacak.

"Seni görmeye geldim, tatlı çocuk," masanın etrafında dolanır ve tam masamın önünde durur. "Benim tatlı çocuğum nasıl?" Bıyığıma dokunur. Sinirle elini iterim.

"Geçen sefer seni uyardığımı sanıyordum. Kaç kere söyledim sana, ofisime böyle pat diye dalma diye?"

"İçeri girmeden önce kapıyı çaldım, değil mi?" Bana bir gülümseme fırlatıyor.

Onu dikkatle izliyorum. Dudakları kırmızıya boyanmış. Mavi uzun kollu bir bluz ve çok kısa bir siyah etek giymiş. Buraya neden geldiğini biliyorum. Her zamanki gibi beni baştan çıkarmak için.

Tessa'yı dizlerinin üstünde bir elbise ile hiç görmedim. Eğildiğinde kalçalarını ve uyluklarını zar zor örten elbiseler giyiyor hep.

"Çık dışarı," emrediyorum.

"Ne?"

Ona bakıyorum, neden şaşırdığını merak ediyorum. Bu ilk defa onu dışarı çıkmasını istemem değil. "Çık dedim, Tessa. Meşgulüm."

"Meşgul olduğunu biliyorum. Seni bekleyebilirim ya da sonra gelebilirim," sesi alçak. Bu onun numarası. Beni nasıl etkileyeceğini biliyor.

"Bekleme. Sadece git."

"Gerçekten mi?"

"Gerçekten. Tessa, lütfen beni mazur gör." Öfkemi kontrol etmeye çalışıyorum. Dayanılmaz hale geliyor.

"Ya seni mazur görmek istemezsem?" Kollarını kavuşturuyor, meydan okurcasına bakıyor ve beni dışarı atmamı denemek için hazır.

"Şey... güvenliği çağırmak zorunda kalacağım eğer..." Sözümü kesiyor.

Gömleğinin düğmelerini açıyor, göğüs dekoltesini gösteriyor. Göğüsleri büyük ve bana net bir görüntü vermek için hafifçe eğiliyor. Dilini çıkarıp dudaklarını yalıyor. Bu hareketi tahrik edici buluyorum.

"Bir şey mi diyordun, Aidan." Beni hayal dünyamdan çıkarıyor.

"Uhmm, evet. Seni dışarı çıkmanı istemiştim." Mırıldanıyorum, kendimi toparlamaya çalışıyorum. Sertleştiğimi hissediyorum.

"Ah!" Dikiliyor. "Tamam," karşımdaki koltuğa bıraktığı çantasını alıyor. Çantayla içeri girdiğini fark etmemiştim.

"O zaman görüşürüz." Kalçalarını sallayarak kapıya doğru yürüyor.

Üç ay önce kulüpteki o kızla geçirdiğim gece içimde ölü bir şeyi uyandırdı. O zamandan beri cinsel dürtülerim geri döndü ve şimdi daha güçlü. Kendimi bulabildiğim her kızla seks yaparken buluyorum.

Richard'a bir kızı süitime getirmesini söylüyorum, bir gecelik ilişki yaşıyorum ve ertesi gün onu terk ediyorum ama Tessa ile geçirdiğim geceden beri, sürekli daha fazlası için geri geliyor. Ofiste seks yapma fantezilerimi gerçekleştirdi.

Şu anda egomu düşünemeyecek kadar tahrik olmuş durumdayım, bu yüzden onu geri çağırıyorum. "Bekle."

Yüzündeki alaycı gülümsemeyi görüyorum. Numarası işe yaradı. Yavaş yavaş boynumda bir yük haline geliyor.

'Pekala, kaybedecek bir şeyim yok. Ondan bıktığımda, onu terk ederim,' diye yüksek sesle düşündüm.

Yavaşça dönüyor. "Beni geri mi çağırdın?"

"Alay etmeyi bırak ve evet, seni çağırdım," sinirle homurdandım.

Ayağa kalkıyorum ve kollarıma koşuyor.

"Biliyordum. Beni reddedemeyeceğini biliyordum." Heyecanla gülüyor.

Onu itip ona karşı koyabileceğimi kanıtlamak istiyorum ama çok tahrik olmuş durumdayım, hepsi onun yüzünden. İstediğimi almak için gururumu yutmak zorundayım. Güzel bir kadın ama ona karşı hiçbir şey hissetmiyorum.

"İhtiyacım olduğunda hep buradasın," diyorum ve onu öpüyorum. Yüksek sesle inliyor ve hızla gömleğinin düğmelerini açıyor. Dudaklarımız uyumlu ve acil bir şekilde hareket ediyor. O vahşi bir kız.

Kıyafetleri çıktığında, onu masaya doğru çeviriyorum. Fantezimi onunla tekrar gerçekleştiriyorum ve inlemelerimiz yarım saatten fazla odayı dolduruyor.