


Bölüm 8
Gece geç saatlerde, Caroline senaryoyu bir kenara attı ve yorgun gözlerini ovuşturdu. Komodinin üstünden cüzdanını aldı, açtı ve gizli bir cepten parlak bir düğme çıkardı.
Beş yıl önce, o çılgın gece sadece hayatına iki çocuk getirmekle kalmamış, aynı zamanda bu düğmeyi de bırakmıştı. Düğme siyahtı, narin bir yapıya sahipti ve üzerinde küçük bir "N" harfi kazınmıştı.
Caroline düğmeyle oynarken, zihni başka yerlere kaydı. Neden sakladığını bir türlü anlayamıyordu. O beş yıl önceki gece tam bir kâbustu.
Caroline o adamı bulmayı hiç düşünmedi. Çocuklar sorduğunda, babalarının kaybolduğunu söylüyordu.
Bir süre sonra, Caroline gerçekliğe döndü ve düğmeyi tekrar cüzdana koydu.
Yarın seçmeler vardı ve Roxanne de orada olacaktı. Caroline, Roxanne'nin o gece kimin olduğunu bildiğinden emindi.
Ertesi gün, "Thunder 2" seçmeleri Celestial Waters Otelinde yapılıyordu. Roxanne, tamamen süslenmiş bir halde, menajeri ve asistanıyla birlikte geldi.
Gazeteciler etrafını sardı, ortalık karıştı.
"Roxanne, 'Thunder' ile bir gecede ünlü oldun. Beş yıl sonra 'Thunder 2'yi çekmek hakkında ne düşünüyorsun?"
"Roxanne, 'Thunder' yayınlandıktan sonra oyunculuğun hakkında karışık duygular vardı. Bu sefer 'Thunder 2'de başarılı olabileceğini düşünüyor musun?"
Dünkü olaylar yüzünden Roxanne gözünü bile kırpmamıştı. Gazetecilerin soruları, kibar ama alaycı bir şekilde, onu çileden çıkardı. "Kapa çeneni! Eğer daha iyi yapabileceğini düşünüyorsan, git ve oyna!"
Bianca, şaşkına dönmüş halde, otel güvenliğine Roxanne'yi içeri almalarını işaret etti. "Sana milyon kez söyledim. Gazetecileri kızdırma."
Roxanne alayla, "Onlara yeterince katlandım. Bir sürü beceriksiz gazeteci beni zorlayabileceğini mi sanıyor? Aylık maaşları benim bir rujumu bile almaya yetmez."
Yüzü öfkeyle doluydu. Başını kaldırdığında Caroline'ı gördü.
"Burada bekleyin, beni takip etmeyin ve kimseyi yaklaştırmayın." Roxanne, Bianca'ya bağırdı ve Caroline'a doğru yürüdü.
Caroline ayak seslerini duydu ve Roxanne'nin öfkeli yüzünü gördü.
Issız bir köşede, Roxanne sordu, "Burada ne yapıyorsun?"
Caroline karşılık verdi, "Eğer sen buradaysan, ben neden olamayayım?"
"Artık numara yapmıyor musun? Dün adının Demi olduğunu söylemiştin. Gerçekte burada ne yapıyorsun?" Roxanne öfkeyle tükürdü.
"Tabii ki seçmelere katılmak için buradayım." Caroline gülümsedi, gözleri buz gibi soğuktu.
"'Thunder 2'ye girmeyi unut. Defol git!"
Caroline, Roxanne'nin onu her gördüğünde neden bu kadar sinirlendiğini anlamıyordu. Seçmeleri geçip ekibe katılsa bile, Roxanne'nin statüsünü etkilemezdi.
Caroline, "Ne yazık ki sen yönetmen değilsin. Karar veremezsin. Eğer oynamamı istemiyorsan, ben oynayacağım." dedi.
Roxanne düşündü, 'Beş yıl sonra, bu kadın daha da sinir bozucu olmuş. Eskiden, küçük bir tehdit onu sinirlendirir ve uzlaşmasına neden olurdu.'
Roxanne bir şey söylemek üzereydi ki telefonu aniden çaldı.
Telefonda, Bianca yatırımcının temsilcisinin gelmek üzere olduğunu ve hızlıca değiştirmesi gerektiğini söyledi.
Roxanne bir an için panikledi. Bu sefer gelen Nathan'dı. Caroline'ın onun önünde görünmesine izin veremezdi. Eğer herhangi bir etkileşim olursa ve Nathan'a benzeyen çocuk işin içine girerse, bu felaket olurdu.
Telefonunu sımsıkı tutarak, Roxanne Caroline'ın uzaklaşmasını izlerken sinsice gülümsedi.
Caroline yürürken, bir adam ona yaklaştı. "Seçmeler için mi buradasınız?"
Caroline temkinli hissetti ve adamın iş kartını doğruladıktan sonra başını salladı.
Adam, "Lütfen beni takip edin." dedi.
Yürüdükçe, ortam sessizleşti. Caroline tam bir soru sormak üzereyken, adam aniden döndü ve burnuna ve ağzına nemli bir bez bastırdı.